3 Nisan 2014 Perşembe

GELENEKLERİMİZ, GÖRENEKLERİMİZ



                        GELENEKLERİMİZ, GÖRENEKLERİMİZ
Ülkemiz tarih boyunca gelenekleri, görenekleri ve adetlerini her dönemde kendine özgü bir şekilde yaşamış ve bugünlere kadar yaşatmıştır. Ülkemizin her bir köşesinde farklı farklı adetler, gelenek ve görenekler farklı toplumlarca yaşanmaktadır. Her toplumun kendine özgü gelenek görenekleri vardır. Ülkemiz de her konuda olduğu gibi bu konuda da çeşitlilik oldukça fazladır. Yaşadığımız coğrafyanın iklimi, bu bölgede yaşanan mevsimler ve bölgede tarih boyunca yaşayan toplumlar bölgenin gelenek ve göreneklerinin oluşmasında oldukça etkilidir. Örneğin, ülkemizde her bölgede düğün ve nişan ve evlilik törenleri her bölgede farklı uygulamalarla yapılmaktadır. Bu konuya örnek verecek olursak, kırsal kesimlerde görücü usulü ile evlenmek veya başlık parası gibi konular günümüzde hala devam etmektedir. Bir konuyu özellikle vurgulamak gerekir ki bizim coğrafyamızda gelenek ve görenekler birçok yönüyle sadece kırsal bölgelerde devam etmektedir. Bu uygulamalardan bazıları ise insanın doğum ve ölümünün kırkıncı gününde çeşitli faaliyetlerin veya kutlamaların yapılmasıdır. Birçok yöremizde çocuğun doğumunun kırkıncı gününde yemekler verilir, dualar edilir ve daha birçok etkinlikle bu günler kutlanır. Aynı şekilde ölümün kırkıncı gününde de bu ve benzeri birçok uygulamalar yapılır. Düğünlerde de durum aynıdır komşularla davet edilir davullar zurnalar çaldırılır, halaylar çekilir ve gelenek ve görenekler çerçevesinde eğlenceler düzenlenir. Doğum ve ölüm törenleri dini bilgiler ve düşünceler çerçevesinde genellikle maneviyat ağırlıklı kutlanır. Ancak düğünlerde eğlenceler düzenlenir ve bu törenler gelenekler ve görenekler ağırlıklı kutlanır. Her ne kadar bu uygulamalar bölgeden bölgeye, batıdan doğuya, kuzeyden güneye, değişiklik gösterse de asıl amaç bu özel günleri, çeşitli değerleri yaşatarak kutlamak ve bu değerleri gelecek nesillere aktarmaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder